The Queen's Gambit Dizi Yorumu
Öncelikle bu tarz dizi veya filmleri o konu ile alakası olmayan kişiler sevmez ya da ilgisini çekmez ancak bu dizi kendi türünde bir istisna diyebiliriz. Yani satranç oyunu ile uzaktan yakından bir alakanız olmasa bile bu dizi size kendisini akıcı bir biçimde izlettirecektir. Her ne kadar durağan ve donuk sahneler olsa da hem dizi süresinin az olması hem de hikâyenin neredeyse gerçek bir hayat hikâyesi kadar iyi aktarılması sebebiyle sıkılmadan izleyebilirsiniz. Evet, bu dizi gerçek bir hayat hikâyesi değil, ancak izledikten sonra sizi de pek çok internet sitesi gibi gerçek bir hayat hikâyesi olduğuna ikna edebilir, “gerçek hayat hikâyesi olmalı” dedirtebilir, sizi uyaralım. Dizi yine bir dönem dizisi olarak o yılları bize çok sade ve doğru bir şekilde anlatmış ancak tekrar belirtelim dönem temalı dizileri beğenmiyorsanız bile bu diziye mutlaka bir şans vermelisiniz. Kısaca yüzlerce dizi incelemesinden sonra bu diziyi her kesimden insanın beğeneceğini düşünmekteyiz. Dizi hakkında düşüncelerimizi belirttikten sonra diziyi izlememiş ve izlemeyi düşünen okurlarımızın spoiler yememesi adına yazımızın bundan sonraki kısmını okumaması gerektiğini belirtelim.
Yetimhane ve Kısaca
Beth Harmon’un Hayatı (Dikkat Spoiler)
Yetimhane de ufak tefek işler için binanın bodrumuna gönderilen Beth Harmon orada tesadüfi olarak Mr.Shaibel’in satranç oynadığını görür, önce bu tahtanın üzerinde bulunan nesneler dikkatini çeker ne tarz bir oyun olduğuna dair hiçbir fikri yoktur. Beth, Mr.Shaibel’den ona öğretmesini istese de ABD bile olsa dönemin zihniyetine de göndermeler yapan “kızlar satranç oynamaz” sözüyle karşılaşır. Ancak küçük kızımız yetimhane hayatının dolduramadığı sükûnetini bir uğraşa yönlendirmede kararlıdır ve uzaktan bakarak satranç taşlarının hareketlerini öğrenmeye başlar. Üstelik Yetimhane yetkilileri tarafından dağıtılan uyuşturucu ya da sakinleştirici diyebileceğimiz ilaç sayesinde yatakhanenin tavanında satranç tahtasını hayal etmesi daha da kolay bir hal alır. Sonrasında Mr.Shaibel kızımızın satranç yeteneğini fark ettikçe ona temel kuralları öğretmeye başlar, onu bir lisenin satranç kulübüne tanıtır, kızımız 9 yaşında lisede 12 erkeğe karşı aynı anda oynayıp hepsini yenerek bir başarı elde eder ancak yetimhane yönetiminin ve o dönemki ahlak kurallarının kızların satranç oynamasına çok sıcak bakmaması nedeniyle başarısı büyüyüp evlat edinilmesine kadar askıda kalacaktır. Bu arada yetimhane tarafından dağıtılan ve sonra hükümet politikasının değişmesiyle kesilen ilaç Beth Harmon’un ilaca ve uzun vadede alkole bağımlı olmasına yol açar. Beth’i evlat edinen üvey annesi de üvey babası tarafından terk edildikten sonra, satranç’ın para kazandırdığını da öğrenen anne içindeki boşluğu doldurmak için Beth Harmon’a destek sağlamaya başlar. Öyle ki üvey kızına menajerlik yapmaya başlayacaktır. Yine de başka kimsesi olmayan bu iki kadın yani Üvey anne ve Beth Harmon aralarında güzel bir bağ oluşacak ve birbirlerini seveceklerdir. Üvey annesi de alkol bağımlısıdır ve vücudunun virüslerden savunma mekanizması yoktur, derken üvey anne vefat eder ve Beth Harmon satranç dünya şampiyonluğuna yürüyen yolda yalnız kalacaktır. Daha fazla detay için diziyi mutlaka tavsiye ederiz.
Dün başladım ilk bölümünü izledim. Güzel bir şeye benziyor.
YanıtlaSilüçüncü bölümdeyim. turnuva kısımlarını sevdim. ben de satranç oyuncusuyuum :)
YanıtlaSil